1990’lardan Günümüze Dünyada Mobilya Tasarımı

90’lı yıllarda Dünya sahnesinde mobilya tasarımcılarının çevre bilincinin yan ürünü olarak sürdürülebilir tasarım kaygılarının artmaya başladığı görülmüştür. Jeo-politik konular da dönemi biçimlendirmiştir. Batı toplumlarının bir yandan dini tutuculuk ve terörizm’in ışığında kendi durumları ve güvenlikleri konusunda, bir yandan da doğudaki dinamik ekonomik genişleme konusunda kaygıları artmıştır. Bu kaygılar üreticiler tarafından dikkatli bir biçimde fark edilmiş, aynı zamanda bunlara tasarımcılar tarafından ilginç yanıtlar verilmiştir (Williams, 2006, s. 8)

1993 yılında kurulan Droog Design 90’lardan günümüze en önemli tasarım grupları arasında gösterilmektedir. Williams’a (2006, s. 8) göre 80’ler Memphis’in hakimiyetinde geçerken 90’larda bunu takip eden en önemli dönüm noktalarından biri Droog Design’ın kuruluşu olmuştur. Droog Design Pahalı olmayan endüstriyel malzemelerle, mizah anlayışına sahip mobilyalar tasarlamıştır.

Dönemin bir başka dönüm noktası da İsveç firması olan İkea’nın uluslararası büyümesi olmuştur (Williams, 2006, s. 8). Kullanıcılarına çeşitlilikten zevk almalarını ve kendi kombinasyonlarını yaratmalarını sağlayacak yaratıcı ve modüler tasarımlar İkea’nın mobilya ve aksesuarlarının gelişimindeki en önemli araç olmuştur (Oksay, 2008, s. 28).

İkea konsepti sayesinde kullanışlı ve kaliteli mobilyalar düşük fiyatlara satılarak daha fazla sayıda kullanıcıya ulaşmıştır.

1990’lardan itibaren tasarım dünyasında, kitlesel tasarım akımları yerine bireysel yaklaşımlar önem kazanmıştır. Bu bireysel yaklaşımlar da seri üretim sonucunda standartlaşan mobilya tasarımına yenilik ve çeşitlilik kazandırmıştır.

Avangard mobilya tasarımları zamanın ruhunu sembolize ettiği ve bireyselciliği ifade ettiği için giderek daha fazla talep edilmiştir. Tarzıyla farklı ve endüstriyel sürecin dışında oluşturulan bu yeni mobilyanın geniş çeşitliliği, modaya uygun özelliklere sahip olan yenilikçi tasarıma yatırım yapmak isteyen varlıklı müşteriler için mevcuttur. Bu dönemde yaratılan bu özel ve tek seferlik mobilyanın fonksiyonalizm ile sadece sembolik bir benzerliği vardır. Yaygın olarak son derece estetik ve heykelsi görünürken, heykel olarak nitelendirilemezler.

Mobilya tasarımı alanında dünya çapında tanınan “ünlü tasarımcı” fikri yerleşmeye başlamıştır. Üreticiler ürünlerine rekabet gücü ve değer katmak için, tanınan ve tercih edilen işlere sahip tasarımcılara gereksinim duymuştur. Tasarımcılar etkili ve başarılı pozisyonlar için istekli olmuşlardır. Halk için, “ünlü tasarımcılar” birer rol model olarak kimliksiz bir endüstriyi insancıllaştırmış ve tasarladıkları üst düzey ürünlere önbellek eklemişlerdir (Williams, 2006, s. 11).

1990’lardan günümüze teknolojik gelişmeler tasarım dünyasında etkili olmuştur. Tasarım ve üretim aşamasına kadar geçen süreçte bilgisayar teknolojileri etkin bir biçimde rol almaktadır.

Gelişen teknolojiler sonucunda Laboratuar ortamında yeni sentetik malzemeler oluşturulmaktadır. Bu yeni malzemeler bir çok tasarım problemine cevap olmaktadır. 21. yüzyılda dijital üretim makineleri, bilgisayar teknolojileri, üç boyutlu CAD modelleme programları, yeni sentetik ve akıllı malzemeler tasarımcılara ve üreticilere yeni mobilya tasarımlarını gerçekleştirmelerine yardımcı olmuştur (Postell, 2007, s.315). İlk örnekleri 1970’lerde görülmeye başlanan ekolojik bilinçli tasarımlar 1990’lar ve 2000’lerde doğal kaynakların hızlı bir şekilde tükenmesine karşı artan çevresel kaygılarla birlikte tekrar önemli olmuştur. Sürdürülebilir mobilyaya örnek olarak Richard Liddle tasarımı ‘RD 21’ (Roughly Drawn) sandalye gösterilebilir. Liddle bu tasarımını geri dönüştürülmüş plastik atıklardan üretmiştir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir